Kadının Adı: Duygu Asena

Tam bugün 68 yıl önce dünyaya gelen güzel kadına...

Duygu Asena'yı tanımayan var mı aranızda?  Eğer tanımıyorsanız büyük hata yapmışsınız. Kadınlar için olmazsa olmazlardan olan bir kadın. En azından benim için öyle, yeri farklıdır... 

19 Nisan 1946 - 30 Temmuz 2006 Türk gazeteci ve yazar.
Atatürk'ün yaveri ve dönemin CHP milletvekili olan Ali Şevket Öndersev'in torunu olarak İstanbul’da doğdu.

Orta öğrenimini Kadıköy Özel Kız Koleji’nde tamamlamasının ardından İstanbul Üniversitesi Pedagoji bölümünde eğitim gördü.

İş hayatına pedagog olarak başlayan Asena, Haseki Hastanesi Çocuk Kliniği ve İÜ Çocuklarevi’nde çalıştı.

Gazetedeki ilk yazısı 1972 yılında Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde yayımlandı. Bu tarihten itibaren çeşitli dergi ve gazetelerde gazeteci ve yönetici olarak bulundu. TRT-2 televizyon kanalında "Ondan Sonra" isimli bir program hazırlayıp sundu (1992-1997).

Gazeteciliğinin yanında yazarlığını da sürdüren Asena, ilk kitabı Kadının Adı Yok ile adını duyurdu. Kitap müstehcen bulunduğundan 1988’de yasaklandı. Uzun süren dava sonucunda tekrar yayımına izin verildi ve ardından aynı yıl yönetmen Atıf Yılmaz tarafından filme alındı.

Yazıları ve kitaplarında değindiği temalar nedeniyle Asena feminist yazar olarak tanındı.

Duygu Asena, beyin tümörü nedeniyle tedavi görmekte olduğu VKV Amerikan Hastanesi'nde 30 Temmuz 2006 günü hayatını kaybetti.

Bu yazı Vikipedi'de paylaşılan yazı ama bence eksik. Neden biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz elbette ama söylemeyeceğim sadece 'kitaplarını' okuyun sorunun cevabını bulacaksınız :) 

562 Yıldır Şifresi Çözülemeyen Adama. Leonardo'ya...

Hayranlık duyduğum adam... 'Keşke senin döneminde yaşasaydım' dediğim insanlardan biri...

Tam 562 yıl önce bugün, evet evet bugün senin doğum günün Leonardo di ser Piero da Vinci. Floransa(İtalya)'da gözlerini açtığın tarih. Caterina'nın seni büyük mutlulukla kucağına aldığı ilk an, geleceğinin en tanınmış insanı olacağından habersiz. Caterina'nın seni evlilik dışı dünyaya getirişinin getireceği sorunlardan habersiz dünyaya merhaba çığlığını atığın an. Dünyanın gelmiş geçmiş en önemli sanatçısı olacağından habersiz ilk gözlerini açtığın ve ışığı gördüğün an. Havasını soluduğun dünyanın en önemli  düşünürü, mimarı, mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltıraşı, botanisti, jeoloğu, kartografı, yazarı ve ressamı olacağından habersiz canım Leonardo'm...
  
Bebeklik zamanında Caterina yani annen baktı sana sonra evlenip komşu kasabaya yerleşince büyükbabanın evinde yaşamaya başladın. Baban olacak insan Pieora senin doğduğun o muhteşem tarihte  ilk evliliğini yaptı. Ama seni aylarca karnında taşıyan kadınla değil. Annenle neden evlenmedi biliyor musun ? Çünkü annen bir köleydi. Evet doğru duydun!!! Senin sevgiden yoksun bir hayat yaşaman bu insanlar yüzünden. Ama Leonardo sakın üzülme eğer onlar olmasa idi senin gibi muhteşem birini 562 yıl sonra bile hala konuşuyor, seviyor olmayacaktık. Babanın seni evine kabul etmesinin tek sebebi ilk eşi yani Albiera'dan çocuğu olamamasıydı yoksa öküz herif seni yanına bile almayacaktı bence. Amcan Francesco dışında ailedeki kimseden sevgi görmeden büyüdün Leonardo. Büyükbaban ve büyükannen ardı ardına ölünce babanın yanına taşındın taşınmasına da evlilik dışı bir çocuk olduğundan üniversite eğitimi de göremeyeceğini nereden bile bilirdin ki dimi? Hayat seni fena sınıyor be Leonardo... Ama sen bu zorlukları yaşamasaydın bu kadar güçlü, bilgili ve daha sayamayacağım bir çok özelliğe sahip olan sanatçı olamazdın belkide. 

Neyse... Babanın senin için belkide yaptığı en önemli ve tek iyiliği resimlerini alıp dönemin ünlü ressam ve heykeltıraşı Andrea del Verrocchio'ya göstermesiydi. Andrea'nin seni yanına çırak alması ile  Lorenzo di Credi ve Pietro Perugino gibi ünlü sanatçılarla çalışma fırsatı bulman gerçekten büyük şanstı. Atölyede sadece resim yapmayı değil, lir çalmayı da öğrendin. Gerçekten de iyi çalıyorsun Leonardo. Sana, senin hayatını anlatacak değilim elbette...

Leonardo di ser Piero da Vinci... Biliyor musun, 2012 yılından beri her doğum günün Dünya Sanat Günü olarak kutlanıyor. Türk sanatçı ve Ulusal Plastik Sanatlar Derneği Başkanı Bedri Baykam  International Associations of Art (IAA), (Uluslararası Sanat Derneği)'ın 2011 yılında Meksika'da yapılan genel kuruluna Türkiye temsilcisi olarak katılmıştı. Baykam, toplantıda senin doğum günün olan 15 Nisan'ın Dünya Sanat Günü olarak kutlanmasını önerdi. Bu öneri çoğunluk oyu alarak, her yıl 15 Nisan tarihinde World Art Day (WAD) olarak kutlanılması kararı alındı. Bu çok güzel Leonardo çok güzel sonsuza kadar yaşayacaksın Leonardo. Sonsuza kadar...

 Leonardo iyi ki doğdun 2.millenyum adamı, seni tanımak büyük onur...


Kitaba Saygı !

Bu sene 19. düzenlenecek olan ve sayılı günler kalan kitap fuarı için hala imza günleri belli olmadı ya da bilerek açıklanmıyor. Benim için bu o kadar da önemli değil tabi. Bence bunu insanlar bu kadar sorun etmemeli, bir kitap sever ne olursa olsun bunları önemsemeden gider alacağını alır, katılmak istediği etkinlik varsa gider katılır hoşça bir vakit geçirir, güzel sohbetler eder. Bu kadar yani... 

Elbette imza günleri önemlidir ama arkadaş bunu bu kadar büyütmenin ne manası var anla(ya)mıyorum... Ne yani, sanki sevdiğin yazarın imza günü olmayacaksa gitmeyecek misin? Eğer ki öyle düşüncen var ise zaten gelip de alanda kuru kalabalık yapma, gerçek bir kitap sever böyle yapmaz!!

Sosyal medyada ki kitap fuarının paylaşımlarının altında o kadar saçma, saygısızca ve özellikle de 'anlayış'tan yoksun kişilerin yorumları gerçekten beni çileden çıkartıyor. Bu kadar mı anlayışsız bir toplum olduk biz? Orada o kadar insan harıl harıl çalışıyor. Ne için? Senin gibi ...... [noktaları bilerek koydum aklıma çok fazla şey geldi karar veremedim de :) ] için mi ? Of neyse size daha fazla laf yetiştirip de değerli zamanımı kaybed...

Gelelim fuarda ki gelişmeler;
  • Ahmet Ümit 19-20 Nisan, 15.00, Everest Yayınların da olacak. Bence kaçırmayın çok sevdiğim yazarlar arasındadır. Çok kalabalık olacağını düşünüyorum sabır ederseniz belki konuşma şansınız olabilir :)
  • Ayşe Kulin olmazsa olmazlardan zaten, demirbaşı oldu artık :) 20-26 Nisan, 13.00, Everest Yayınları ve 19-27 Nisan, 14.00, Remzi Kitabevi standında olacak.
  • Aret Vartanyan 20 Nisan, 14.00 Destek Yayınları'nda olacak. Bununla ilgili bir fikrim yok :)
  • Yekta Kopan 27 Nisan, 15.30 Can Yayınlarında olacak
  • Canan Tan 19-20-26-27 Nisan, 14.00, Doğan Kitap ve Altın Kitaplar standında olacak (Altın kitaplar yayınlarını çok beğenirim söylemeden edemeyeceğim)
  • Ve son olarak Murathan Mungan 26 Nisan 16.45 Metis Yayınların da olacak
Daha fazlası için http://www.izmirkitapfuari.com/ bu siteye yakın durmanızda fayda var :)

Kadının Adı: Alin Taşçıyan

FIPRESCI’nin ilk kadın başkanı

Mayıs ayında 17.Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde “Bilge Olgaç Başarı Ödülü” alacak olan sinema yazarı Alin Taşçıyan, dünyanın en prestijli sinema örgütlerinden FIPRESCI’nin uluslararası başkanı seçildi.

Oy birliğiyle seçilen ve FIPRESCI’nin ilk kadın başkanı olan Taşçıyan, dört yıldır burada başkan yardımcılığı görevini yürütüyordu.



FIPRESCI nedir?

1925 yılında Avrupa’da temelleri atılan, 50’den fazla ülkenin sinema yazarı ve eleştirmenlerinin kurduğu meslek örgütlerinden oluşan FIPRESCI (Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu), uzun yıllardır Uçan Süpürge’ye jüri gönderiyor ve festivalde bir filme ödül veriyor. Sinema çevrelerinde çok prestijli kabul edilen bu ödül 2006 yılından beri Uçan Süpürge’de veriliyor. Uçan Süpürge, dünyada FIPRESCI’nin jüri gönderip film ödülü verdiği tek kadın filmleri festivali olma özelliği taşıyor.  

Alin Taşçıyan kimdir?

Alin Taşçıyan İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu’nu bitirdi. 16 yıl boyunca Doğan Medya Grup bünyesinde sinema yazarlığı, film eleştirmenliği ve muhabirlik yaptı. Milliyet gazetesi ve Milliyet Sanat’ta uzun yıllar sinema yazıları yazdı. Sinema Yazarları Derneği SİYAD’ın yöneticiliğini de yapan Taşçıyan, sanat ve sinema alanında çeşitli televizyon programları hazırlayıp sundu. Aktif olarak sinema yazarlığını sürdürüyor ve pek çok festivalin danışmanlığını yapıyor.

Uçan Süpürge’nin ödülü Alin Taşçıyan’a

Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, “Bilge Olgaç Başarı Ödülü”nü bu yıl altı kadına verecek. Onlardan biri de Alin Taşçıyan olacak. Uçan Süpürge’nin iki ay önce açıkladığı ödülün gerekçesi şöyleydi:

“Sinema yazarlığına getirdiği feminist yorumla kadınların beyazperdedeki temsiline başka türlü bakmanın mümkün olduğunu gösterdi. Film tarihini ve teorisini en iyi bilen eleştirmenler arasında sayıldı. Bu işe gönül vermekle kalmayıp kadınların bu mesleği seçmesinde rol modeli oldu. Film eleştirmenliğinin ilk koşulunun sinemayı sevmek olduğuna hep yürekten inanan Alin Taşçıyan, 17. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde Bilge Olgaç Başarı Ödülü alacak.”

Festival 8 Mayıs’ta Devlet Opera ve Balesi’nde açılış töreniyle başlıyor.

Star TV Kanalının Büyük Ayıbı

Sansür kadar saçma bir şey olamaz arkadaş. O...Çocukları isimli film, Star TV kanalının gece kuşağında saat 01.00 da yayınlanmaya başlandı ama filmin ismi sansürlenmiş bir şekilde. Saçmalığa bakar mısınız ya anasını satayım belki orada 'Onların Çocukları' yazıyor, sırf  'orospu çocukları' argosunu anımsatıyor diye hangi zihniyet sansürler...

Diye bir soru sormayacağım elbette cevabı bariz belli... .Star televizyonun kanalının büyük ayıbı diyorum başka da bir şey demiyorum. Sansür kurulu: 'RTÜK'...

Valla Okan Bayülgen gibi PİPİİİİİİİİ deyip kaçasım geliyor buralardan. Bırakın insanları konuşsunlar, söylesinler, rahatlasınlar. Nasılsa sıkılacaklar. Sen sansür getirdikçe daha çok cazip geliyor topluma o yüzden.

Filmi anlatayım bari izlenmesi gereken filmler arasında bence.  Sırrı Süreyya Önder'in senarist olarak çektiği film 12 Eylül sonrası cunta yönetimde geçen bir öyküyü anlatıyor. Kocası ve kardeşi içeri alındıktan sonra küçük kızı Hazan ile birlikte saklanmaya başlayan Meryem, kendisine yardım eden Saffet tarafından Mehtap Anne'nin evine yerleştirilir. Eski bir hayat kadını olan Mehtap Anne, şimdi bu evde başka hayat kadınlarının çocuklarına bakmaktadır. Saffet, Meryem'i yurt dışına kaçırmak için bir gemi bulur. Fakat küçük Hazan bu yolculuğu tamamlamakta zorlanacağı için, onu İtalya'ya vardıktan sonra başka bir yolla aldırmaya karar verirler. Diğer çocuklarla birlikte kalan İstanbul'da kalan Hazan üzgündür. 

Birkaç ay sonra, yarı Türk yarı İtalyan Donatella gelir Hazan'a yardım etmeye. Ona iki ay içinde İtalyanca öğretecek ve 23 Nisan'da gelecek bir İtalyan ailenin çocuğu rolünü oynayarak yurt dışına kaçmasına yardım edecektir. Yönetmen Murat Saraçoğlu'nun tezgahından çıkmış olup, baş rolleri ise Altan Erkekli, Özgü Namal, Demet Akbağ, Sarp Apak, Sezin Akbaşoğulları, Deniz Özerman ve İpek Tuzcuoğlu paylaşmaktadır. 

İzmir'de Kitap Fuarı Var, Gelsene !

Bu sene on dokuzuncusu düzenlenen İzmir Kitap Fuarı 19-27 Nisan 2014 tarihleri arasında Uluslar Arası İzmir Fuar Alanında kitap severler ile buluşacak.

Yaklaşık 350 yayın evi  ve sivil toplum  kuruluşun katılımı ile düzenlenecek olan fuar dokuz gün boyunca ziyaretçilerini bekliyor olacak.

Bu süre içerisinde söyleşi, panel, şiir dinletileri ve çocuk etkinlikleri ile yaklaşık 100 etkinlik gerçekleşecek. Fuarın onur konuğu ise değerli yazar Feyza Hepçilingirler. 

Girişin ücretsiz olduğunu söylememe gerek yok sanırım :) Her gün 11.00-20.00, kapanış günü olan  27 Nisan 2014 tarihinde ise 11.00-19.00 saatleri arasında kitap kurtları ziyaret edebilir. 

Etkinlik programı ve daha fazlası için bu siteye yakın durmalısınız http://www.izmirkitapfuari.com/