Sevdiğim iki yazar, Nazım Hikmet ve Kafka. Birbirine benzemeyen iki özel insan. Sizlere kalkıp da satırlar boyuncu Nazım Hikmet ile Kafka'yı anlatacak değilim. Zaten haddim değil. Onu geçtim kelimeler yetersiz kalır. Bir yazarı anlamanın, tanımanın, değerini bilmenin en iyi ve en güzel yolu kitaplarını okumaktır...
Haziranda Ölmek...
Okumazsan Delirirsin
Metro istasyonunda kalabalığın içinde arkadaşımı beklerken bir şey fark ettim ve Sait Faik 'Lüzumsuz Adam' isimli öykü kitabındaki satırlar aklıma geldi, durumu çok güzel özetliyor.
Kitabında söyle diyordu: '' Kimdir bu sokakları dolduran adamlar? Bu koca şehir ne kadar birbirine yabancı insanlarla dolu. Sevişmeyecek olduktan sonra neden insanlar böyle birbirine geçen şehirler yapmışlar ? Aklım ermiyor. Birbirini küçük görmeye, boğazlaşmaya, kandırmaya mı? Nasıl birbirinden bu kadar ayrı, birbirini bu kadar tanımayan insanlar bir şehirde yaşıyor? ''
Aslında bu yazının bir sonu yok sadece Sait Faik'i okumanızı dilerim yoksa delirirsiniz...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)